Gündelik yaşamımızda çok sık kullandığımız müzik kavramı; algı,hareket,sosyal kavrama,performans,duygu,hafıza ve son olarak öğrenme gibi tüm bilişsel süreçleri aktif hale getiren bir etkinlik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir müzik sesi duyduğumuz anda meydana gelen işitsel bilgi sürecinin devamında vücut hareketleri belirli bir tepki oluşturur ve bu müzikal algı bir çok işlemsel adımdan geçerek bilinçli bir hale getirilir (Koelsch,2005).
Müzik, insanIığın ortak diIidir. (Henry Wadsvorth LongfeIIow)
Beyin ve Müzik kavramlarını birlikte ele aldığımız zaman bir çok farklı disiplinlerden oluşan araştırmacılar bu konuya büyük önem vermelerinin yanında bu konuyu odak noktası haline getirmişlerdir. Bu disiplinleri belirtmek gerekirse bunlar; nöroloji, psikiyatri,müzikoloji, bilişsel nöroloji,radyoloji,bilişsel nörobilim, fizyoloji, nöropsikoloji ve nöromüzikoloji olarak bilinmektedir. Bunun üzerine bazı araştırmacılar insan beyninin müziği nasıl algıladığını ve meydana gelen durumlara karşı nasıl duygusal tepkiler verdiklerini araştırmış, bunun yanında nöropsikoloji ve bilişsel nörobilim disiplinlerini bir araya getirerek, müzik ile ilgili çalışmalara başlamışlardır. Bu durumun sonucunda yeni bir alan olarak bilinen“Nöromüzikoloji” ortaya çıkmıştır.
NÖROMÜZİKOLOJİNİN İLGİLENDİĞİ ALANLAR NELERDİR?
- Müziğin üretimi ve algılanması
- Bilişsel ve Sinirsel mekanizmaların içerik ve gelişimi
- Müziğin işlendiği bölgeler
- Beyindeki müzikal alanın olgunlaşması ve müzikal beceriler
Nöromüzikoloji konusuna biraz daha açıklık kazandırmak gerekirse ,müziğin insanlar üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu araştırmak için meydana geldiği düşünülmektedir. Müziğin,sosyal ve kültürel etkilerinin yanında müzik algısı üzerine de çalışmalar yürütülmüş ve bir insanın bulunduğu çevre ve o bölgenin kültürel etkisi, müzik dinlerken bulunduğu ortam ya da şartlar göz önüne alınarak, bununla birlikte kişinin müziği algılayışında ve beyinde meydana gelen etkiler inceleme alanına girmiştir.
Günümüzde, müzik eskiye nazaran çok daha fazla dinlenmekte ve hayatlarımıza girerek kendisini gözle görülür bir biçimde hissettirmektedir. Çünkü insanlar geçmişe göre müziğe rahatlıkla ulaşabilmekte ve müziği rahatlıkla dinleyebilmektedir. Televizyon,radyo ve diğer kitle iletişim araçları, kişilerin müzik becerilerini kazanmasına büyük katkıda bulunmuştur.
Son zamanlarda anaokuluna başlayan çocukların dinledikleri müzikler, büyük ihtimalle büyükanne ve büyükbabalarının dinledikleri müziklerden çok daha fazladır.
MÜZİSYEN BEYNİNDE Kİ GRİ/BEYAZ MADDE YAPILARINDAKİ FARKLILIKLAR NELERDİR?
Yapılan bir çok araştırmaya göre beyinde gerçekleşen müziksel süreçlerin, müzisyenlerin beyninde normal insanlara göre çok daha farklı çalıştığı ile ilgili bulgulara ulaşılmış ve bazı araştırmalara göre, müzisyen olan insanların küçük yaşlardan beri müzikle ilgili elde ettiği; duyusal,üst düzey biliş ve motor deneyimleri, meslek yaşamları boyunca müzikal yeteneklerini etkileyen bazı maddeler üzerine değinilmiş ve bunlar, gri ve beyaz madde olarak ikiye ayrılmıştır.
Aşağıda belirtilen resimde beyaz ve gri maddelerin yerleri açık bir şekilde görülmektedir.
Gri madde beynin hangi kısımlarında önemli bir fonksiyona sahiptir?
1) Beynin dış kısmını(korteks) meydana getiren alan
2) Basal ganglion (Bilişsel süreçler, hareket seçimi ve öğrenmeyi pekiştirme gibi durumlarda)
3) Thalamus(Duyuların serebral korteksteki primer duyu merkezine iletilmesinde ve serebellum ve basal gangliadan gelen hareket hakkında bilgilerin serebral korteksinin motor bölümüne iletilmesinde rol oynar.)
4) Ve son olarak beyincikte meydana geldiği görülmektedir.
Beyaz madde, genel olarak beynin iç kısmında yer alan beyaz maddeye gri maddenin yardımcı olduğu fonksiyonlar ile ilgili bilgileri sağlıklı bir şekilde gideceği yere ulaştırmada görevlidir.
Müzisyenlerin beyni ile ilgili yapılan çalışmalarda yani uzun süre müziksel deneyime sahip olan kişiler ile yürütülen çalışmalarda, bu kişilerin beyinlerinde yapısal olarak belirgin bir artış ve ya büyüme görülmektedir.
Beynin iç kısmını meydana getiren beyaz madde milyonlarca aksondan meydana gelmektedir ayrıca akson denilen sinir telleri, myelin adı verilen beyaz renkte dokudan oluşmaktadır. Böylelikle beyaz madde olarak bilinen yapı rengini “myelinden” almaktadır.
Eğer beyinde myelinleşme yani beyaz madde yoğunlaşırsa o bölgede nöral ağlar,ileti ve organizasyon durumu da o kadar iyi olmaktadır.
Bir örnek vermek gerekirse, keman çalan bir insanın beyninde, beyaz madde yoğunluğunda gözle görülür bir değişim olacağı bulgusuna varılmıştır.
Beyindeki yoğunluğun derecesini ölçmede “Difüzyon tensor manyetik rezonans görüntülemeden” yararlanılmaktadır. Beyindeki beyaz madde ne kadar yoğunsa DTI sinyalleri de o kadar artış göstermektedir.
Bu çalışmanın sonucunda kompleks görevlerin öğreniminden sonra beyaz maddede meydana gelen yapısal değişikliklerin nasıl olduğu görülmüştür.
Gri madde ile yapılan bir çalışmada üç grup ele alınmıştır. Bu gruplardan, Birinci grup; Profesyonel müzisyenler. İkinci grup; Profesyonel müzisyenlerin bir alt basamağı olan amatör müzik öğretmenleri son olarakta üçüncü grup müzik bölümü öğrencilerinden oluşmaktadır. Sonuçlara bakacak olursak, beyinde motor,görsel ve işitsel işleve sahip bölgelerde gri maddenin hacminde bazı farklılıklar olduğu ortaya çıkmıştır.
Gri madde hacmi en fazla profesyonel müzisyenlerde görülürken, amatör müzisyenlerde orta seviyede, daha müzisyen olmayan müzik bölümü öğrencilerinde ise düşük seviyede bir değer ortaya çıkmıştır.
Sonuç olarak, profesyonel müzik eğitimi alan insanların beyinlerinde gri/beyaz madde oranında farklılıklar görülmüş bununla beraber daha çok çalışma yapılarak daha net bilgilere ulaşılabileceği araştırmalarda ifade edilmiştir.